hiç yağmur suyu içmemiş ömründe
birkaç damla değil
şöyle kana kana
doldurup taslara denizi
ağlamamış içinde
ıssız mağaralarda aşklar bulup
getirip dikmemiş ki kentin ortasına
balçık ormanına da girmemiş
şöyle baş açık yalınayak
yürümemiş saatlerce
saçlarını da güneşte kurutmamış üstelik
bir kez bile çıldırmamış ömründe
aç bir martı gibi şöyle
yolup tüylerini kanatmamış etini
üşüyüp demirin ayazında
sığınmamış yabanlığına
gözler görüp alev alev titreyen
saksıda solan çiçeği görüp
düşünmemiş ki bir gün bile
kırım kırım yarılırken tepesinde gök
bucak bucak kaçarken uzağa ebem kuşağı
bir sürek avında delicesine koşarken insanlar
titrememiş bir tüyü bile
ilkbaharda aşık olmamış üstelik
Eylül 82
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder